9 Şubat 2011 Çarşamba

nerde tırak orda bırak

Şu ergen takıntıları olanlardan sıkıldım. İsmim ve soy ismim üzerinden tartışma yürütenlerden yani. Derya ufak değinideki üsluptan şikâyetçi olmuş ama şu aslı gibidir, serin gibi saçmalıklardan da alıkoyamamış tane tane saçmaladığı yazısında. Sakin biri değilim, hiç olmadım. Sakin insanları da pek sevmem. O yüzden maddeler halinde cevap veremeyeceğim. Sağolsun Derya öğreten abla rolünü pek bi sevmiş, okuduk kırdık kabuğumuzu. Sınıf geçmek için bu ablanın blog yazılarını okumak gerekiyormuş. Ama ben okula kayıtlı değilim, bırak farklı sınıflarda olmayı. Sen bu abla rolüyle prof. luğa filan oynarsın. Takılırsın baki’yle akademik akademik. Bloga da bi göz attım ayrıca, ama, seninki kadar uzun değil benim gecelerim. Nerde tırak orda Derya bloguna ayıracak çok zamanım yok.
Gelelim cehaletine, Serkan Işın’la kurduğum bağlantıdan Serkan’ı abim ilan etmene şaşırmadım. Alışıksınız siz ağabeylere ablalara. Daha söylememişsin ya abine :). Bu durumu, hani yazında bolca arkadaşlarına sor tavsiyeleri vermişsin ya, sen de Serkan Işın’a sor bakalım. yky’yi sor, Enis Batur’u sor. Ben seni sordum. Ama ikinci ağızdan olmasın, onlar isterlerse açıklarlar bu söyleşilerdeki durumu. Sonra da ittifak diyeceksin. Seveyim ittifakı :). 7 yıl aynı dergide yazdık. Heves açıkken ne çok önem vermişsin bizimkilere. Şunla şunu yaptım bunla bunu. E ben de bunu diyorum işte. Dergi kapanınca twitterdan bıklamak da neyin nesi? Ama rahatlayacaksan söyle bi dergi, onda yayımlayalım şiirlerimizi. Ne de olsa ilk şiir yayımladığımız dönemlerde evine davet etmişliğin var. Bir de beni unutkanlıkla suçluyorsun Derya, öteki-siz’e yani evine davet eden sendin. Kadınlarla ilgili bir çalışma diye hatırlıyorum. Bak ama emin değilim insan unutuyor. Mesela sen milliyet sanat karınağrım var diyorsun ama, biyografine “İlk Şiiri 2000 yılında Milliyet Sanat Dergisi‘nin genç şairler bölümünde yayımlanan "mektup" adlı şiirdi.” notunu iliştirmekten de geri durmuyorsun. 27 yaşındaymışsın bir de, gençliğin biraz üstü yani. Sadece karınağrım var da demiyorsun, yayımlamadım diyorsun. Ama bunu yalan söylüyorsun diye iliştirmedim buraya. Gençken ilk şiir yayımladığımız dönemlerde yani, hatalar yapabiliyoruz. Yaptıklarımızdan iğrenebiliyoruz. Ben mesela ne olduğu belli olmayan toplama öteki-siz dergisinde şiir yayımladığım için gerçekten pişmanım. Ama inkâr ediyor muyum, hayır. Sen de etme. Saydığım 4 derginin dördü içinden de geçmişsin, neyin açıklamasını yapıyorsun. Neyin alakası için kuzey yıldızı dedin diyorsun mesela, aynı şeyden söz ediyoruz işte “alakasızlıktan”. Gediz bile var.
Bir de “İttifaksız hareket edememe sendromun, algılarını da zayıflatıyor sanıyorum.” demişsin de anlamadım. Ona sor buna sor diye kaç isim verip ittifak aradığına bak bir sen önce.
Twitter'da hesabım yok demedim, arzıendam dedim Derya. Sana twitter şairi de demedim. Bu kendi yakıştırman. Seviyorum ben interneti de semalarını da. Ayrıca baksana nasıl takip ediyorsun semalarımızı, duyuru konusunda pek sana ihtiyacımız yok ama yine de sağol.
“pişt heveskuşu” diye yazmışsın twitterdan, ben sana ne kuşu diyeceğimi bilemedim vesselam. Hadi bakalım otur maddele sakin sakin şimdi.